29 Ekim 2013 Salı

Jose Saramago - Ölüm Bir Varmış Bir Yokmuş || Kitap Yorumu

Orijinal Adı: As Intermitencias da Morte
Türkçe Adı: Ölüm Bir Varmış Bir Yokmuş
Yazar: Jose Saramago
Çevirmen: Mehmet Necati Kutlu
Sayfa Sayısı: 208
Basım Yılı: 2007
Dili: Türkçe
Yayınevi: Turkuvaz Kitap




Adı bilinmeyen bir ülkede, dünya kuruldu kurulalı görülmemiş bir olay gerçekleşir: Ölüm, o güne kadar yerine getirdiği görevinden vazgeçer ve hiç kimse ölmez. Bir anda ülkeye dalga dalga yayılan sevinç çok geçmeden yerini hayalkırıklığı ve kaosa bırakır.
İnsanların ölmemesi zamanın durduğu anlamına gelmemektedir, ezeli bir yaşlılıktır artık onları bekleyen. Hükümetten kiliseye, sağlık kurumlarından ailelere, şirketlerden mafyaya kadar herkes ölümün ortadan kalkmasının getirdiği sonuçlarla mücadele etmek zorundadır. Ancak ölüm, beklenmedik bir kimlikle ve umulmadık duygularla insanların arasına geri döner. Ölüm ve ölümsüzlük karşısında insanın şaşkınlığını, çelişkili tepkilerini ve ahlaki çöküşünü, edebi, toplumsal ve felsefi anlamda derinlikli bir biçimde işleyen José Saramago, geçici olanla ebedi olanı birbirinden ayıran kısa mesafenin meseli sayılacak Ölüm Bir Varmış Bir Yokmuş'u, başladığı gibi bitiriyor: "Ertesi gün hiç kimse ölmedi."

Yazar Ayları etkinliğin de bu ay ki yazarımız Jose Saramago oldu. Kitabın bu kapağını daha çok sevdiğim için Nadir Kitaptan 2. el almayı tercih ettim normalde teslimat diğer kitap sitelerinden farklı olmuyordu. Ancak bu defa sahafın taşınmasına denk geldiğim için tam 20 gün sonra geldi kitabım yine Ekim ayına yetiştiği için şanslıyım sanırım. Bu konuda bir kızgınsam da kitabın güzelliği kızgınlığımı geçirmeye yetti.

Bu kitabı tercih etmemin sebebi konusuydu. Gerçekten ilgimi çekmişti. Ve bunu seçtiğim içinde mutluyum.
Kitap iki bölümden oluşuyor diyebiliriz. 
Birinci bölümde yeni yıl sabahı ölüm pılını pırtını toplayıp ülkeyi terk ediyor. Ve ardında bir sürü kaos bırakıyor. Düşünsenize, bir sabah uyanıyorsunuz ve artık kimse ölmüyor. Yaşamı çok seven biri olmadığım için hiç ölümsüzlük hayali kurmadım ama bunu yapanlar azımsanmayacak kadar çok ve bu kitap onlara bir cevap niteliğinde. Ölüm zincirin önemli bir halkası ve o halka kırıldığında neler yaşarız, neler olur tek tek önümüze seriyor Saramago. Ölümsüzlük derken tabi bu dizilerdeki gibi genç kalarak ölümsüz bir hayat değil. Yaşlanıyorsunuz hayat olduğu gibi devam ediyor, kaza yapıyorsunuz paramparça oluyorsunuz ama yine de ölemiyorsunuz. Tabi önceleri ölümsüzlük herkese hoş gelse de bir yerden sonra büyük kaos oluşuyor. Devlet dehşete düşüyor. 
İkinci bölümde ise ölüm verdiği dersten sonra geri dönüyor.Ve ölümü gelip de ölemeyen onca insanı alıp götürüyor. İnsanlar sevdiklerini kaybettikleri için ne kadar üzülseler de bir yandan da işler yoluna girdiği için kırık bir mutluluk duyuyorlar. Ancak ölüm artık eskisi gibi değildir, değişmiştir. Şöyle ki artık eceli gelenin canını pat diye almak yerine kendisine 8 gün önceden bir zarf yollayıp haberdar ediyor. Yani çoğumuzun aklından geçen 'keşke öleceğimiz günü bilsek' düşüncesine ışık tutuyor yazarımız burada. İnsanların o zarfı aldıktan sonra neler yaşadığını ayrıntılarıyla okuyor ve sonunda iyi ki öleceğimiz günü bilmiyoruz diye şükrediyoruz en azından ben öyle yaptım. Son olarak ölümün birine yolladığı zarf sürekli geri dönüyor ve ölüm bunun kim olduğunu merak ederek ete kemiğe bürünüp kadın oluyor. Ve ölmeyen adamı ziyarete gidiyor. Ancak bundan sonra işler biraz karışıyor. Çünkü; kadın yani ölüm adama aşık oluyor ve adamın zarfını yakıp insan olarak yoluna devam ediyor.
Ve sonunda, "ERTESİ GÜN KİMSE ÖLMEDİ."

Sonu biraz kafa karıştırıcıydı açıkcası. Ölüm, ölmeyen insan erkek diye mi kadın olmayı seçti yoksa başka bir mesaj mı var altında çıkaramadım. Ama sonunda görüyoruz ki duygular sandığımızdan çok daha kuvvetli.

Ölüm Bir Varmış Bir Yokmuş benim okuduğum ilk Saramago kitabım oldu ve sevdim diyebilirim kendine has bir uslubu var. 
Ancak noktalama kullanımı, paragraf azlığı ve konuşmaların iç içe geçmiş olması azıcık sıkıntı yaratıyor okurken.


Altı Çizili Cümleler:



  1. İnsan olmanın ne demek olduğunu her geçen gün daha az bileceğiz. (Kehanetler Kitabı)
  2. Hayat böyleydi işte, kaşıkla verir verir sonra bir gün kepçeyle verdiklerinin tümünü geri alırdı.
  3. … yaşam, enstrümanları akortlu da olsa akortsuz da olsa, devamlı çalan bir orkestradır…

Cumartesi İlk 10: Kitap Fuarında Almayı Planladığınız 10 Kitap

Kontrol Panelinde bu hafta ki Cumartesi İlk 10 etkinliğinin konusunu görünce, çok beğenip Sihirli Kitap bloğuna koştum ama kapı duvar oldum bir an panikledim. Meğer adını değişmiş^^
Optik'in Kitap Bloğu olmuş.

Bu hafta ki konumuz; Kitap Fuarında Almayı Planladığımız 10 kitap.
Geçen sene taşınma dönemimize denk geldiği için fuara gidememiş kahrolmuştum. Ama bu sene nolursa olsun gitmeyi düşünmekteyim. Umarım bir aksilik dizisi beni bulmaz ve gidebilirim.




Her neyse işte benim listem;
1. Jennifer l. Armentrout - Köken | Lux #4
2. Teri Terry - 2054 Çıkış Yok
3. Jojo Moyes - Senden Önce Ben
4. Jojo Moyes - Sevgilimden Son Mektup
5. Ahmet Ümit - Beyoğlu'nun En Güzel Abisi
6. Megen Shepherd - Kaçığın Kızı
7. Julianna Baggott - Pür
8. Julianna Baggott - Füzyon
9. Kelly Keaton - Karanlığın Kızı
10. Gabriel Garcia Marquez - Yüzyıllık Yalnızlık

25 Ekim 2013 Cuma

Hediyem ve Geciken Yazar Ayları Kitabım.

Yalı Çapkını Ajans bir kitap çekilişi düzenlemişti ve bende katılanlar arasındaydım. Ancak şans bana gülmemiş ve çekilişi kazananlar arasına girememiştim. Ancak bayram hediyesi olarak bana kitap hediye etmeyi teklif ederek beni çok çok mutlu ettiler.
Bana sunulan 5 seçenekten bu kitabı tercih ettim, konusu ilgimi çekti kısa süre de okuyup yorumlamayı istiyorum.
Kendilerine tekrar tekrar teşekkür ederim, gerçekten çok mutlu oldum.

Kısmet olursa bende yakın zamanda (belki yılbaşı özel yaparım) bir çekiliş düzenlemeyi düşünüyorum. Biraz gözüm korkuyor aslında az takipçim olduğu için katılım olmaz diye ama şansımı deneyeceğim artık :)


Yazar aylarına bu ay katılmayı çok istiyordum o yüzden bayram tatili girmeden daha ayın 5'inde kitabın siparişini vermiştim, Ahmet Altan kitabı da 1 lira gibi komik bir fiyata bulunca alayım demiştim ama şansıma sahaf taşınıyormuş ve kargolarda gecikme olabilirmiş. Artık bu ay okuma umudumu kaybetmiştim ama SONUNDA! 20 günün sonunda, geldi kitaplarım. Artık Olasılıksız'a ara verip 5 günde bitirip değerlendirmesini yapmaya çalışacağım.

Kasım için yazarımız Yaşar Kemal seçilmişti. Onu bizzat gidip kendim alıcam böyle aksiliklerle karşılaşmamak için.

Ve Hayırlı Cumalar, dualarınızın kabul olması dileği ile.

22 Ekim 2013 Salı

Kitap Alışverişi #6

Eveet yeni bir kitap alışverişi ile beraber karşınızdayım. Gerçi henüz iki kitabım gelmese de. (Gelcek gibi de durmuyor sipariş edeli 17 gün oldu.)

Aldıklarıma gelirsek en üstten başlıyım, Peri Gazozu bir süredir her yerde denk geldiğim ve bir çok yerde tavsiye edildiği için alışveriş listeme girmişti. Acaba alsam mı almasam mı derken bayram alışverişinde D&R'a girip gözüme çarpınca alıverdim. Puslu Kıtalar Atlası taa 2010'da dershanede edebiyat öğretmenim tavsiye etmişti neden bilmem bir türlü elim gitmedi almaya ama bu defa görmezden gelemedim. Umarım tavsiye edildiği kadar güzeldir. Kahraman Tazeoğlu'nu tamamen annem istediği için aldım. İçeriği vs hakkında bir bilgim yok. Annem okumaya başladı ve beğendi ancak ben artık Kahraman Tazeoğlu'nu eskisi gibi sevemiyorum. Allah Belanı Versin Brokoli'yi eğlenceli bulduğum için aldım arka kapak bir hayli eğlenceli umarım içerikte öyledir. Kız Kardeşler Arasında'yı hiç tereddüt etmeden aldım çünkü Kristin Hannah'ın kalemini seviyorum ve kötü olduğunu hiç sanmıyorum. Gökkuşağını Yakalamak kitabına bloglarda çok rastladım ve seveceğimi düşünerek aldım, bakalım. Bakire'yi Kitap Aşığı bloğunda rastgelip konusunu beğenip alıncaklara eklemiştim, aldığı birçok ödülü de görünce kayıtsız kalamadım ve yazarın diğer kitabı (Fırtına Kokusu) ile beraber aldım. Meleğin Düşüşü ise Sevgili Kitap bloğun da denk geldim ve ilgimi çekti bu nedenle alıncaklara ekledim ama bu serinin 2. kitabı daha çıkmadığı için okumayı ertelemeyi düşünüyorum sonuçta meraktan ölmek var:P Mış Gibi Yaşamak kitabı kitap sihirbazın da 2.90 gibi bir fiyata düşmüştü aldığım 4 kitap 48 lira civarı tutunca 5 tl kargoya verceğime 2.90'a kitap alıp kargoyu da bedavaya getiririm düşüncesi ile aldım. Umarım aldığıma pişman edecek kitaplar çıkmaz içerisinden.

Bol kitaplı günler :)

21 Ekim 2013 Pazartesi

Okudum Bitti 30 : Jamie McGuire - Ayaklı Bela | Beautiful Disaster #2

Orijinal Adı: Walking Disaster
Türkçe Adı: Ayaklı Bela
Seri: Beautiful #2
Yazar: Jamie McGuire
Çevirmen: Boran Evren
Sayfa Sayısı: 472
Basım Yılı: 2013
Dili: Türkçe
Yayınevi: Yabancı Yayınları




Aşıksan başın belada!
Abby Abernathy; geçmişini unutmak için kalkıp uzak bir şehre okumaya gelen, temkinli, kendi hâlinde bir kız. Travis Maddox; hayatını dövüşerek kazanan ve aşka inanmadığı için tek gecelik ilişkilerle avunan bir erkek. Aşk ve bela birbirine hiç bu kadar yakışmadı...
Travis annesinden hayatla ilgili iki şey öğrendi: Aşkı bul. Ve onun için ölümüne mücadele et.
Bu hikâyeyi biliyorum demeden önce bir kez daha düşünün. Her aşk hikâyesinde iki taraf vardır: Esas oğlan ve esas kız. Tatlı Belada esas kızı dinledik; peki ya, esas oğlan?
Bir erkeğin aşkı için verdiği mücadeleyi kendi ağzından tüm içtenliğiyle dinlemeye hazır olun...


Beautiful #2 mi desem yoksa 1'in bir tık geliştirilmişi mi desem bilemedim. Bu kitabı daha çok sevdim çünkü aklımdaki sorulara cevap buldum sonu  havada bitmedi bir sonuca vardırılmış şekilde olması hoşuma gitti ama ilk kitap ile bu kadar bire bir aynı olacağını bileydim sadece bunu alır olurdum. Ben kitaba Travis'in duygularını daha derinlemesine okuyacağım beklentisiyle başladım ama karşılaştığım durum beni biraz hayal kırıklığına uğrattı.

Henüz ikinci kitabı okumayanlara önerim gidin bir kitapçıda son bölümü okuyun kitabı rafa geri koyun zira farklı ve güzel olan tek yer kitabın sonuydu. Geri kalan Tatlı Bela'nın bire bir aynısıydı desem yalan olmazdı sanırım. Boşa para vermiş gibi hissettim kendimi. Amaaa; kitabın sonuna b-a-y-ı-l-d-ı-m!
Tatlı Bela da olanlara ek olarak bu kitapta azıcık Travis'in duygularını görüyoruz. Ama yazar ayrılık sürecinde Travis'in yaşadıklarını çok yüzeysel geçmiş hatta direkt atlamış. Kitapta olaylara Travis'in gözünden bakıyoruz ama olayların derinleşmesi gereken yerlerde olaylar sığlaşıyor o yüzden sonlara doğru aynı şeyleri 2. kez okumaktan sıkıldığım için atlamaya başladım.
Son bölüm ise bizimkiler 11. evlilik yıl dönümünü kutluyor ve Travis, Abby'e ilk günkü kadar aşık. Bir de Abby'nin babası ile ilgili bir kaç gelişme var. Okuyun öğrenin :)


Altı Çizili Cümleler:

  • ''Lütfen geri gel,''dedim sessizce. Beni duyamazdı ama bu yokluğuyla açtığı yaranın korkunç acısından beni kurtarması için ona yalvarmama engel olmadı. 
  • Ne olduğunun önemi yok Güvercin, sen zaten bana istediğim her şeyi verdin.
  • “Artık kendimi ıspatlamam gerekmeyecek bir noktadayım, çünkü beni olduğum gibi kabul eden tek insan, en yakın arkadaşım, artık hayatımın daimi bir parçası.”

18 Ekim 2013 Cuma

Okudum Bitti 29 : Jamie McGuire - Tatlı Bela | Beautiful 1

Orijinal Adı: Beautiful Disaster
Türkçe Adı: Tatlı Bela
Seri: Beautiful #1
Yazar: Jamie McGuire
Çevirmen: Boran Evren
Sayfa Sayısı: 424
Basım Yılı: 2013
Dili: Türkçe
Yayınevi: Yabancı Yayınları




Aşıksan başın belada! Abby Abernathy karanlık geçmişiyle arasına mesafe koymuş olan, alkol kullanmayan, küfür bile etmeyen kendi halinde bir kız, fakat hayatını dövüşerek kazanan ve vücudu dövmelerle kaplı yakışıklı Travis Maddox onun hayatını değiştireceğe benziyor.
İyi kız ve kötü çocuk... Bu birliktelik bir aşkın mı habercisi yoksa bir felaketin mi?
Tatlı Bela sadece bir "bestseller" değil, uluslararası bir fenomen. Yayımlandığı günden beri tüm dünyada büyük yankı uyandıran bu kitabı okumayan kalmayacak.

Aslında şuan Kinyas ve Kayra'nın yorumunu yapıyor olmam lazımdı ama lanet kitap bitmeyi geçtim ilerlemiyor bile. Öylesine bunaldım ki eğlenceli bişiler sıkıştırayım araya dedim ve elime bu geldi ilk.

Öncelikle yayınevine burdan selam kitap kelime hataları ve eksik harflerle dolu özellikle 246. sayfada bu durum tavan yapmış sinir oldum. Onun dışında kitabı elime alır almaz sürükledi götürdü ve bir gün içerisinde bitirdim.
Öncelikle seriye dikkat çekelim Beautiful serisi iki kitaptan oluşuyor ilk kitapta olaylar (başlı başına bir aşk hikayesi demek yerinde olur) kızın gözünden anlatılırken ikinci kitapta olaylara Travis'in yani erkeğin penceresinden bakıyoruz.

Tatlı Bela'da olayları Abby'nin gözünden okuyoruz. Abby arkadaşı America ile beraber hayatına yeni bir sayfa açmak için yaşadığı şehri terkedip başka bir şehre üniversite için gelir. America hangi ara bilmiyorum ama Shepy ile büyük aşk yaşar ve bir gece America, Abby'i Shepy'nin kuzeninin dövüştüğü bir dövüş gecesine götürür. Ve Travis ile Abby'nin yolları tam da burda kesişir. Abby'nin masum duruşundan etkilenen Travis daha ilk andan ona lakap takıp Güversin demeye başlar. Travis hafiften bana Daemon'u hatırlattı desem yeridir. Travis kötü çocuk demiyim de biraz gamsız bir adam hayatı tek gecelik ilişkiler üstüne kurulmuş, geçimini ve okul masraflarını dövüşerek karşılayan, motorcu, dövmeli yani hafif tehlikeli bir tip. Aslında Abby de sütten çıkmış ak kaşık değil ama her şeyini geçmişinde bırakmış ve açtığı beyaz sayfayı kirletmemek adına Travis'ten uzak durmaya çalışıyor. Tabi yer yer Abby bu uzak durma işini o kadar abartıyor ki sinir oluyorsunuz. Hatta ben bir ağzının ortasına vurmak bile istedim. Bunlar önceleri arkadaş arkadaş takılsalar da Abby, Travis ile girdiği bir iddayı kaybedip 1 aylığına onun dairesine yerleşir ve onun yatağında (masumca) onunla uyur. Ancak ateş ile barut yanyana geldiğinde yangının çıkması ne kadar sürer ise bunların arkadaşlığı da o kadar sürüyor. Ve gel-gitler ile dolu bir ilişki o an başlıyor. Abby resmen Travis'i köpek ediyor diyebilirim. Kendisni de çocuğu da perişan ediyor hatun. Ama sonunda ayrı kalamayıp birbirlerine koşuyorlar. Ve SPOİLER vererek kitabın sonunda evlenerek mutlu sona ulaşıyorlar. 

Tabi ki evlilik aşamasına gelene kadar onca yol kat edip onca olay atlatıyorlar. Okuyun, eğlenin diyebileceğim bir kitaptı.


Dipnot: Gerçek adını bilmiyorum ama Travis'i herkes Teen Wolf dizisindeki Jackson ile özdeştirmiş. Hiç sevmiyorum o çocuğun da tipini:P

Benim okurken aklıma ise direkt Mario Casas geldi Aşka Yükseliş filmindeki karakteri ile.
Travis'in motora olan düşkünlüğü, kıskançlığı, öfke problemi, Abby ile ettiği dans ve Abby'nin Parker ve Travis arasında kalışı direkt filmi gözümün önüne getirdi. İzlemediyseniz izleyin derim.

Altı Çizili Cümleler


  • Sıradışı olan sadece ben değildim ve o sadece o da değildi, birlikteyken olduğumuz şeydi.
  • "Geleceği düşündüğümde seni görüyorum."
  • "Benim yuvam sensin."
  • Teni tenime değdiği anda kendimi güvende hissettim. Kollarındayken böylesine evde hissetmek bir zamanlar beni çok korkutmuştu ama o anda bu kadar korkunç bir şey deneyimledikten sonra kendimi bu kadar güvende hissedebildiğim için şükran doluydum. Birisinin yanında böyle hissedebilmemin tek bir anlamı olabilirdi. Ben ona aittim.


Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...