Orijinal Adı: Bloodfever
Türkçe Adı: Kan Ateşi
Seri: Fever #2
Yazar: Karen Marie Moning
Çevirmen: Zeynep Çilengiroğlu Karahatay
Sayfa Sayısı: 288
Basım Yılı: 2012
Dili: Türkçe
Yayınevi: Epsilon Yayıncılık
Tür: Fantastik | Paranormal
Satın Almak İçin: D&R | Oku Oku
Dünyanın en çok okunan yazarlarından biri olan Karen Marie Moning, New York Times, USA Today ve Publishers Weekly'nin en çok satanlar listelerinde yer alan Ateş Dizisi'nin ikinci romanı Kan Ateşi ile yeniden okurlarıyla buluşuyor...
Kan görmekten korkar mısınız?
Hiçbir şey göründüğü gibi değildir ve yeri geldiğinde insanlar gördüklerine de inanmamalıdır...
MacKayla, Jericho Barrons ile beraber yaşamaya başlamıştır. Hem fiziksel olarak, hem de ruhen o kadar çok değişmiştir ki kızının peşine düşen ve onu ararken perişan olan babası bile Mac'i tanıyamaz.
Net olan tek şey, Mac'in artık kan görmek istememesidir...
Allah'ım birinci kitaptan kat ve kat daha güzeldi hatta bunu okuyunca acaba birinci kitaba 4 mü verseydim diye geçirdim içimden. Ve dediğim gibi birinci kitap tamamen hazırlık kitabıydı. Kan Ateşi ise olayların heyecanlanmaya başladığı sizi daha başlar başlamaz içine çeken bir kitap.
Kitabın en başında yine Mac'in günlüğünden terimler var kitabın içerisinde hepsiyle sık sık karşılaştığımız terimler bunlar.
Ve sonrasında ilk kitaptan hatırladığımız Alina'nın cinayetini soruşturan dedektifin Mac'i ziyarete gelmesiyle olaylar başlıyor. Dedektif O'Duffy Mac'i tabiri caizse soru yağmuruna tutuyor ancak Mac dedektifi faeler ve bu karanlıktan uzak tutmak için Alina'nın ölümünü kabullenmiş ve daha önce üstelediği her konuda aslında acıdan gözü dönmüş gibi bir açıklama getiriyor. Kitabı okurken gayet sıradan bir günmüş gibi başlayan bu günün finali aslında hiçte öyle olmuyor. Dedektif O'Duffy'i büyük ve kötü sürprizler bekliyor.
Onun dışında ilk kitapta uyuz olduğum Fiona karakterinden bu kitapta kurtuluyoruz çünkü Barrons onun yaptıklarını öğrendiğinde onun kıçına tekmeyi basıyor ^^ Adam çok sert ama bir o kadar da çekici ya (gözlerinden kalp fışkıran smiley)
Sayfalar ilerledikçe heyecan kat be kat artıyor kendinizi resmen olayları yaşarken buluyorsunuz ve aslında benim şanslı olduğum tek yön ise serinin bitmiş olması zira bu kitabın sonu ile devam kitabı olmasaydı kesinlikle kudururdum.
Kitaba geri dönüyırum; Bu kitapta Mac kendi türünden olanlarla tanışacak yani bir grup sidhe kahini ile ancak kimseye güvenemediği için onlara karşı mesafesini koruyacak.
Ve Mac, V'lane'a verdiği bir saatlik görüşme sözünü tutar ancak unuttuğu bir şey vardır ki. Fae ülkesinde zaman normal işlememektedir. Bir kaç saat sonra geri döndüğünü zanneden Mac aslında geri döndüğünde, gideli tam bir ay olmuştur. Ayrıca bu durumun ardından tahmin edersiniz ki Barrons çıldırmıştır. Her şey kısmende olsa yolunda giderken geçmişten gelen bir düşman Mac'i mahvedecek. Barrons'un Mac'i bulması biraz zaman alsa da sonunda onu bulacak ancak Mac o an ölmek üzere olacak.
Peki Mac ölecek mi yada nasıl kurtulacak ? Bunlar kitapta sizi beklerken sevgili Karen kitaba bir son yazmış ki nefesiniz kesilecek!
Bu kitapta azıcık bile olsa romantiklik vardı ki bu beni mutlu etmeye çok çok yetti. *-*
İyiki bu seriye başlamışım iyiki iyiki iyiki!
3. kitabı delicesine merak ediyorum. E book olarak başlayacağım okumaya ancak ayın 5'inde ilk işim 3, 4, & 5. kitabı almak olacak.
Seri Artemis'e geçtikten sonra olan çeviri durumu gözümü korkutsada bu seriyi bitirmek için sabırsızlanıyorum.
Güzel bir gün geçirmiştim ve hayatın siz tam rahat bir nefes alırken arkadan vurmayı sevdiğini fark ettim.
Sen ve ben buradayız ama rüzgar her yerde. Sana geri gelmesini istemediğin hiçbir şey söyleme.
Bazen insanların bazı çizgileri geçmesine izin vermelisiniz. İnsanlar her zaman mantıklı şeyler yapmazlar veya önemli şeyler. .. Ama izin verirseniz, hayatınızı mahvedebilirler.
Gri, açık siyah için kullanılan bir renktir. Gir hiçbir zaman beyaz olmamıştır. Yalnızca beyaz, beyazdır. Onun ara tonları yoktur.
Ölüm çekici değildir. Saten örtülerle güzel kokularla gelmez. Yalnız ve acımasızdır. Seni almadan önce senden her şeyi alır.
Bazen durup düşünmek çok tehlikelidir. Böyle anlarda düşünmeden hayata devam etmek gerekir.
Kendini her şekle sokabilirsin. Sözler ve yeminler kalbi kırar, ruhu mahveder. En sonunda kelimelerin hiçbir anlama gelmediğini görürsün.
Ve sonrasında ilk kitaptan hatırladığımız Alina'nın cinayetini soruşturan dedektifin Mac'i ziyarete gelmesiyle olaylar başlıyor. Dedektif O'Duffy Mac'i tabiri caizse soru yağmuruna tutuyor ancak Mac dedektifi faeler ve bu karanlıktan uzak tutmak için Alina'nın ölümünü kabullenmiş ve daha önce üstelediği her konuda aslında acıdan gözü dönmüş gibi bir açıklama getiriyor. Kitabı okurken gayet sıradan bir günmüş gibi başlayan bu günün finali aslında hiçte öyle olmuyor. Dedektif O'Duffy'i büyük ve kötü sürprizler bekliyor.
Onun dışında ilk kitapta uyuz olduğum Fiona karakterinden bu kitapta kurtuluyoruz çünkü Barrons onun yaptıklarını öğrendiğinde onun kıçına tekmeyi basıyor ^^ Adam çok sert ama bir o kadar da çekici ya (gözlerinden kalp fışkıran smiley)
Sayfalar ilerledikçe heyecan kat be kat artıyor kendinizi resmen olayları yaşarken buluyorsunuz ve aslında benim şanslı olduğum tek yön ise serinin bitmiş olması zira bu kitabın sonu ile devam kitabı olmasaydı kesinlikle kudururdum.
Kitaba geri dönüyırum; Bu kitapta Mac kendi türünden olanlarla tanışacak yani bir grup sidhe kahini ile ancak kimseye güvenemediği için onlara karşı mesafesini koruyacak.
Ve Mac, V'lane'a verdiği bir saatlik görüşme sözünü tutar ancak unuttuğu bir şey vardır ki. Fae ülkesinde zaman normal işlememektedir. Bir kaç saat sonra geri döndüğünü zanneden Mac aslında geri döndüğünde, gideli tam bir ay olmuştur. Ayrıca bu durumun ardından tahmin edersiniz ki Barrons çıldırmıştır. Her şey kısmende olsa yolunda giderken geçmişten gelen bir düşman Mac'i mahvedecek. Barrons'un Mac'i bulması biraz zaman alsa da sonunda onu bulacak ancak Mac o an ölmek üzere olacak.
Peki Mac ölecek mi yada nasıl kurtulacak ? Bunlar kitapta sizi beklerken sevgili Karen kitaba bir son yazmış ki nefesiniz kesilecek!
Bu kitapta azıcık bile olsa romantiklik vardı ki bu beni mutlu etmeye çok çok yetti. *-*
İyiki bu seriye başlamışım iyiki iyiki iyiki!
3. kitabı delicesine merak ediyorum. E book olarak başlayacağım okumaya ancak ayın 5'inde ilk işim 3, 4, & 5. kitabı almak olacak.
Seri Artemis'e geçtikten sonra olan çeviri durumu gözümü korkutsada bu seriyi bitirmek için sabırsızlanıyorum.
Güzel bir gün geçirmiştim ve hayatın siz tam rahat bir nefes alırken arkadan vurmayı sevdiğini fark ettim.
Sen ve ben buradayız ama rüzgar her yerde. Sana geri gelmesini istemediğin hiçbir şey söyleme.
Bazen insanların bazı çizgileri geçmesine izin vermelisiniz. İnsanlar her zaman mantıklı şeyler yapmazlar veya önemli şeyler. .. Ama izin verirseniz, hayatınızı mahvedebilirler.
Gri, açık siyah için kullanılan bir renktir. Gir hiçbir zaman beyaz olmamıştır. Yalnızca beyaz, beyazdır. Onun ara tonları yoktur.
Ölüm çekici değildir. Saten örtülerle güzel kokularla gelmez. Yalnız ve acımasızdır. Seni almadan önce senden her şeyi alır.
Bazen durup düşünmek çok tehlikelidir. Böyle anlarda düşünmeden hayata devam etmek gerekir.
Kendini her şekle sokabilirsin. Sözler ve yeminler kalbi kırar, ruhu mahveder. En sonunda kelimelerin hiçbir anlama gelmediğini görürsün.
Barrons'un ortalığı dağıtması çok seksi değil miydi? :D
YanıtlaSilBu kitapta cidden bayıldım Barrons'a ^^
Sil