IMDb Puanı: 8.2
Vizyon Tarihi: 6 Haziran 2014
Yapım: ABD
Yönetmen: Joshn Boone
Oyuncular: Shailene Woodley, Ansel Elgort, Natt Wolf, Laura Dern
16 yaşındaki Hazel üç senedir tiroid kanseridir ve kanser akciğerlerine de geçtiği için yanında bir oksijen tüpü taşımayarak yaşamaktadır. Kanserli hastalar için oluşturulan destek grubunun bir terapi seansı sırasında Augustus adlı bir gençle tanışır. Augustus da beyin tümörüyle savaşmış ve bu yolda bir bacağını kaybetmiştir. İkili beraber vakit geçirdikçe birbirlerine aşık olurlar.
Eveeet sonunda bende filmi izleyebildim. Aslında blogta yorumlamak gibi bir niyetim yoktu filmi izlemeden önce ama izledikten sonra kesinlikle yazmalıyım dedim.
Nedendir bilmiyorum ama Aynı Yıldızın Altında, kitap olarak beni herkesi etkilediği kadar etkilemedi maalesef. Evet kitabı sevdim ama herkesin abarttığı kadar ölüp bitmemiştim. Ancak filmde tam tersi bir durum gerçekleşti. BAYILDIM! Evet bayıldım, kitapta tek damla gözyaşı dökmeyen ben, filmde ağlamaktan ciğerlerim soldu. Artık filmin konusunu anlatmama gerek var mı hiç bilmiyorum zira kitabı okumayan kalmadı ki okumayan varsa bile filmi izlemeyen yok.
-SPOİLER-
Birincisi Augustus'un sigara almak için benzinciye gidip bunu başaramayıp Hazel'i araması.
İkincisi de tabi ki Augustus'un ölümü. Hazel'in yataktaki ağlaması o kadar gerçekciydi ki beni bitirdi.
Gerçekten üzülerek bu cümleyi kuruyorum ki, filmi kitaptan çok daha fazla sevdim.
Oyuncukluklar çok güzeldi, gerçi Shailene & Ansel'i Uyumsuz filminde abi kardeş olarak izledikten sonra burda sevgili durumlarını biraz yadırgadım :D Ama Ansel, Augustus rolünün hakkını vermişti.
Ve film aşktan ziyade kanserin nasıl bir illet olduğunu insanın yüzüne tokat gibi vuruyor. Bu hastalıkla yaşamanın zorlukları ve ailenin çektikleri vs. gerçekten kötü etkiliyor insanı. Rabbim kimseye yaşatmasın.
Ve filminde, kitabın da en sevdiğim cümlesi;
Acı hissedilmeyi talep eder.Kitap yorumu için: Aynı Yıldızın Altında
Ben kitabı filmden daha çok sevenlerdenim fakat oyunculuklar hakkında sana tamamen katılıyorum.Başta Ansel'i beğenmemiştim ama okurken iyi ki o seçilmiş dedim.Bu nasıl harika bi oyunculuktur ya.Benzinci sahnesinden itibaren ağlamaya başlayıp sonuna kadar susamadım,zırıl zırıl ağladım ya.Hayatımın en ezici ama en anlamlı filmi olarak seçiyorum TFIOS'u :D Ayrıca bloguma uğrarsan sevinirim x http://nazlikitaplik.blogspot.com.tr/
YanıtlaSilBen kitabı çıkar çıkmaz değil de biraz sonra okudum ve yapılan yorumlar yüzünden inanılmaz beklenti içine girdim sanki kitap beni ilk sayfadan kahredecek gibi başladım ve sanırım o yüzden pek etkilemedi beni. Ama film! Film yerle bir etti. Ansel'i başta bende yadırgadım ama adam rolünün hakkını vermişti yani.
SilKitabı okumadan önce sonuyla ilgili spoiler yemiştim zaten ben ve sürekli ne zaman olacak o olay diye düşündüm o yüzden biraz odaklanamadım fakat ikinci kez okuduğumda fark ettim ki bu kitap gerçekten hayatı yansıtıyor.Hayatımızda her şey dört dörtlük ya da her şey çok hüzünlü değil,orta karar bir hayat yaşıyoruz genelde.John bunu kitaba çok iyi yansıtmış bence ama filmin ben bu kadar iyi olmasını beklemiyordum Shai'nin iyi oynayacağını tahmin etmiştim fakat Ansel beni çok şaşırttı.Keşke her uyarlama Aynı Yıldızın Altında gibi olsa ^^
Sil