R.K. Lilley - Uçuşta | Up in the Air #1 || Kitap Yorumu

Orijinal Adı: In Flight
Türkçe Adı: Uçuşta
Seri: Up in the Air #1
Yazar: R.K. Lilley
Çevirmen: Melek Elif Eren
Sayfa Sayısı: 328
Basım Yılı: 2014
Dili: Türkçe
Yayınevi: Aspendos 
Tür: Erotik, Romans
Satın Almak İçin: D&R | Oku Oku

Ketum kabin memuru Bianca, milyarder otel sahibi James Cavendish'i gördüğünde zor kazanmış olduğu bütün soğukkanlılığını kaybeder. İlk karşılaşmalarından sonra 7 cm topuklu ayakkabıyla on bin metre yükseklikte bir tepsi şampanyayı rahatça taşıyabilen bir kız için şaşırtıcı bir şekilde dizlerinin bağının çözülmüş olduğunu fark eder. Genelde sakin olan Bianca, onun turkuaz gözlerine bakmaktan kendini alamaz. O gözlerde direnmenin imkânsız olduğu bir meydan okuma, bir vaat var. Oysa o, "hayır" demeye ve bunu gerçekten kastetmeye alışık bir kız.
Bianca, birinci sınıfta görevli bir kabin memuru olarak süper modeller ve film yıldızlarıyla ilgilenmeye alışık ama James Cavendish yakışıklılığıyla hepsini gölgede bırakıyor. Bu dehşet verici adam hakkında karşı konulamaz bulduğu tek şey görünüşü olsaydı, Bianca onu görmezden gelebilirdi. Ama onun hiç olmadığı kadar aklını başından alan şey, tanıştıkları andan itibaren Bianca'nın üzerinde kurduğu hâkimiyet ve onun gözlerinden okuduğu zevk ile acı vaadi. 

Uçuşta merak ettiğim bir kitaptı ancak yakın gelecekte okumak gibi bir niyetim yoktu ama zaten benim okumalarım genelde plansız gerçekleştiği için Uçuşta da Nihan ile yaptığımız bir sohbet arasında okuma listeme jet hızı ile giriverdi ve Nihan ile okumaya başladık. Tabi ben hasta olunca o benden önce bitirdi ^^
Onunda yorumunu okumak isterseniz tık.

Dürüst olmak gerekirse kitabın ilk yarısı bitene kadar yarım bırakmamak için kendimi zor tuttum ama Nihan'ın bana verdiği gazlarla bitirdim kitabı :D
Elli Ton serisini yeni okuduğumdan mıdır nedir bilmiyorum ama kitabın ilk yarısında Grinin Elli Tonu'nu yeniden okuyormuş gibi hissettim. Ana karakter Bay Cavendish ile esas kızımız arasında BDSM ilişkisi yaşıyor ama tek benzerlik bu değil. Bunun gibi binlercesini sayabilirim ki bu bi yerden sonra can sıkıcı olmaya başlıyor ama ikinci yarısından sonra ki burdan sonra karakterlerin geçmişlerine uzanıyoruz. Buradan sonra biraz biraz benzerlikten ayrılıp özgünlüğe doğru ilerliyor kitap ve her iki karakterinde sorunlu geçirdiği ergenlik dönemleri içinizde bir yerlere dokunacaktır eminim. Bianca sorunlu bir çocukluk ve gençlik geçirmiş dünyada sahip olduğu tek şey Stephen. İki dosttan öte kardeş gibiler. Stephen her daim onun yanında koruyucu ve kollayıcı. İkisinin dostluk ilişkisine bayıldığımı itiraf etmeliyim. Ve bir itiraf daha ki; benimde böyle bir dosta ihtiyacım var ^^ James ise annesini ve babasını küçük yaşta trafik kazasında kaybetmiş ve devlet tarafından verilen vasisi ona pek iyi davranmamış. İki eksik ruhun birbirini tamamlayışını okuyorsunuz diyebilirim. Bu kitabın bir farkı da Grinin Elli Tonun da Ana herşeyi Christian'ı memnun etmek için yaparken Uçuşta da iki tarafında rızası ön planda. Kitap yorumundan çok kıyas yazısına benzese de kitabın ikinci yarısını okurken eğlendiğimi söyleyebilirim ve maalesef kitap mutlu sonla bitmiyor. Yazar sizi merak dolu bir sonun içinde çok ama çok afedersiniz piç gibi bırakıyor.
İkinci kitabı okutmak için iyi taktik Lilley, aferin kızıma.