13 Temmuz 2014 Pazar

Iva Procházkovà - Çıplaklar || Kitap Yorumu



Orijinal Adı: Die Nackten
Türkçe Adı: Çıplaklar
Yazar: Iva Procházkovà
Çevirmen: Ayça Sabuncuoğlu
Sayfa Sayısı: 326
Basım Yılı: 2014
Dili: Türkçe
Yayınevi: ON8 Kitap
Tür: Genç-Yetişkin
Satın Almak İçin: D&R | Oku Oku



Hayatla çıplak temas... hem çok güzel, hem çok acıtıcı! "Yaşın ilerledikçe, giyinmeye başlarsın. Giderek daha fazla tabaka edinirsin, bunlar seni duyarsız kılar. Bütün toplum çıplak kalsaydı, önce birbirimizi kucaklar, sonra da toplu harakiri yapardık." "Kendini çıplak hissetmiyor musun artık?"Babası yavaşça ve üzgün bir ifadeyle başını iki yana sallıyor."Belki de o kadar çok tabakam yoktur, ama doğrudan temas benim için bir mucize olurdu." "Yani bütün bunlar... şimdi yaşadıklarım... geçecek mi?" "Büyük ihtimalle evet. Maalesef."
Çıplaklık nedir? Giysisizlik mi? Gençlik mi? Ayıp mı?.. Giysilerimizden arınmak, çıplaklığın tek hali mi? Kumaşlara sarındığımız anda sonlanıyor mu çıplaklığımız? Hayat bizi tüm gerçekleriyle çevreler, toplumun gözünde tanımlar, kurallarıyla kısıtlar, normlarıyla biçimler, sistemleriyle düzenler, tenimize nüfuz etmeye çabalarken, mücadeleye çırılçıplak girişmek midir zor olan, katman katman, zırh zırh giyinmek mi? Peki, ya geçince çıplaklığımız; sona erer mi üşümemiz?
Kendin olmak, tenine temas eden hayata karşı ne kadar giyineceğini keşfetmekten, bu hayatın içinde kendini bulmaktan geçer. Belki bulanık bir nehirde, yakınlaşamadığın bedenlerde, yaşama pamuk ipliğiyle bağlı bir dostun varlığında, özüne erişemediğin bir rüyadan uyandığında ya da kendine çizdiğin sınırların ötesine baktığında... Çek yazar Iva Procházková, ergenliğin kaçınılmaz "çıplaklığını" ve hayatın yakıcı "soğuğunu", Berlinli beş gencin kesişen yaşamları üzerinden anlatıyor.


Her ON8 kitabı başka etkiliyor beni. Durup düşündürüyor ne yazsam , ne anlatsam, ne söylesem diye. Kelimeleri içime kitleyip bırakıyor. Sanki söyleyeceğim her şey eksik kalacakmış.hissi yaratıyor. Çıplaklar hayatları bir noktada kesişen beş gencin birbirlerine olan etkilerini, aralarındaki zincir halkaları ilişkisini ele alıyor diyebilirim. Ancak kitaba adını veren 'çıplaklık' cinsel manada bir çıplaklıktan çok zihinsel ve psikolojik çıplaklığı temsil ediyor.


Sorunları açısından birbirlerinden uçurum gibi bir farkla ayrılsalar da bu beş genç bir şekilde birbirlerinin hayatına kelebek etkisinde bulunuyorlar.
Özellikle de Sylva.

Sylva ; Kendini doğaya adamış bir kız. Hayatın ve onun beraberinde getirdiği kurallara tamamen karşı. Öyle ki onun için okula gitmek orada saatlerini harcamak tam bir zaman kaybı o yüzden çoğu zaman yüzmeyi okula gitmeye tercih ediyor. Özgürlüğüne öylesine düşkün ki onun için mayo ile yüzmek zorunda olmak bile özgürlüğüne atılan bir çelme gibi.

Niklas ; Başlarda Sylva ile arkadaş olan iyi çocuk Niklas, bir tesadüf eseri Evita ile tanışır ve bu durum ortaya bambaşka bir Niklas çıkmasına neden olur. Hayallerinden her şeyinden uyuşturucu uğruna vazgeçen Niklas, sadece onu bu batağa düşüren Evita için her şeyden vazgeçecek durumdadır.
Onun için Evita ile o istasyon da karşılaşmaları kader peki ya Evita için?

Evita ;  Uyuşturucu ile ciddi problemleri olan bir genç düştüğü çukura Niklas'ı da çekiyor. Ne kadar bırakmak istese de bunun imkansız olduğunun farkında bu konuda ki çözüm yollarının hepsi çıkmaz sokağa uzanıyor. Ve Evita uyuşturcudan bir türlü vazgeçemiyor bu durum Niklas'ın başına tonla açılan derdi beraberinde getiriyor. Kitap boyunca bencilliği ile en sevmediğim karakter oldu diyebilirim.

Robin & Filip ; Diğer karakterlere göre daha az sorunu var ve onlara nazaran çok daha normal hayat sürdürüyorlar diyebilirim.
Robin ile Filip'in ortak noktası Sylva ikisinin hayatına da büyük etkisi oluyor. Ancak Robin'i ne kadar çok okuyorsak Filip'i o kadar az görüyoruz kitapta.

En sevdiğim karakter kesinlikle Sylva, onun suya olan düşkünlüğü, doğa ile iç içe oluşu, kuralları yok sayışı ve kendi olmak için verdiği mücadeleyi okumak çok güzeldi.


Bütün dünya onun için çelişkiydi ve insan türü, omurgalı hayvanların tamamen tesadüf sonucu gelişmiş bir dalından ibaretti.
"Farklı terbiye anlayışlar," diye yorumladı babası konuyu. " İnsanların birbirleriyle yaşadıkları çoğu sorunun özü bu."
Günümüzde her şey ölçülü olmalı, dikkatini çekmedi mi? Genelgeçer ölçüyü aştığın anda, bir tahtan eksiktir.
Her insan,ortak bir paydada buluşmayan kesirli sayıların toplamıdır.


Bu güzel kitabı önce dilimize kazandırdıkları sonra da bana okuma fırsatı tanıdıkları için ON8 Kitap'a çok teşekkür ederim (:

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Yorum için teşekkürler..

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...