Orjinal Adı: 24 Stunden aus dem Leben einer Frau
& Untergang eines Herzens
Türkçe Adı: Bir Kadının Yaşımından 24 Saat
& Bir Yüreğin Ölümü
Yazar: Stefan Zweig
Çevirmen: Gülperi Sert
Sayfa Sayısı: 128
Basım Yılı: 2009
Dili: Türkçe
Yayınevi: Can Yayınları
Tür: Öykü
Satın Almak İçin: D&R | Oku Oku
Stefan Zweig'ın psikolojiye ve Sigmund Freud'un öğretisine duyduğu ilgiyi yansıtan Bir Kadının Yaşamından 24 Saat ve Bir Yüreğin Ölümü adlı yapıtlarını bir araya getirdiğimiz bu kitap, yazarın öykü sanatındaki olağanüstü becerisini gözler önüne seriyor. İnsan ruhunun en karmaşık duygularından biri olan tutkuyu olanca canlılığıyla dile getiren öyküler bunlar. Bir Kadının Yaşamından 24 Saat, duygularının peşinden korkusuzca giden bir kadının apansız yön değiştiren yaşamını konu ediniyor. Bir Yüreğin Ölümü ise, ruh ikizini Lev Tolstoy'un unutulmaz kahramanı İvan İlyiç'te bulduğumuz yaşlı bir adamın ailesinden ve yaşamdan uzaklaşmasını öykülüyor.
Düşsel ve tarihsel karakterler üzerine yazdığı biyografilerinde olduğu kadar öykülerinde de karakterlerini kendine özgü derin, incelikli ruh çözümlemeleriyle betimleyen Zweig'ın bu kitapta buluşturduğumuz iki uzun öyküsü, edebiyat tarihinde Freud'un çözümlediği yapıtlar arasında yer alıyor.
Bu kitabı blogta yorumlayıp yorumlamama arasında gittim geldim çünkü duygularımı iyi ifade edebileceğimden emin değilim. Çoğunluğun aksine Stefan Zweig okumaya Satranç yerine bu kitapla başlamayı tercih ettim. Bir önceki okuma şenliği öykü kategorisine bunu yazmama rağmen okuma fırsatım olmamıştı. Aynı kategori yine karşıma çıkınca yine bunu yazdım ve bu defa öncelik verdim.
Can Yayınları iki öyküyü bir kitapta toplamış ve bize sunmuş.
Bir Kadının Yaşamından 24 Saat ; Olay bir pansiyonda bir grup tatilcinin arasında geçiyor. Pansiyona Fransız, yakışıklı bir gencin yerleşmesiyle sular tersine akmaya başlar. Çünkü genç adam 24 saat sonra ortadan aniden yok olur üstelik bu yok oluş tek başına da değildir. O güne dek ailesi ile, çocukları ile kendi halinde bir kadın olarak gözüken Madame Henriette ile birlikte.
Pansiyon sakinleri, deyim yerindeyse Madem Henriette'yi taşa tutuyor. Büyük bir önyargı ile kadın eleştirilip, aşağılanıyor. Nasıl olur da bir kadın çocuklarını ve kocasını düşünmeden arkasında bırakır ve sadece 24 saattir tanıdığı bir adam ile kaçar? Herkes yargısız infaz ile boğuşurken bir kişi -anlatıcı- onlara karşı çıkar ve Madem Henriette'yi savunur. Ve bu durum Mrs. C. 'nin ilgisini kazanır ve onunla bir şey konuşma, ona bir şeyler anlatmak istediğini söyler. Ve bunda sonra Mrs. C'nin tüm yaşamını esir alan geçmişte yaşadığı bir 24 saate yolculuk yaparız. Sadece bir günün bir insan ömrünü nasıl ve ne derece değiştirdiğini en derinde hissettiriyor yazar.
Başka insanların yüzünde mutluluğun ya da sarsıntının izlerini görmek, içinde korkunç bir hareketsizlik olan benim için cezbediciydi.
Bir Yüreğin Ölümü ; Tek amacı ailesini daha iyi yaşatmak olan ve bu amaç uğruna durmadan çalışan bir babanın dramını anlatıyor bu öykü. Öyle ki onlar için her şeyi yapmasına rağmen ailesi tarafından itelenen, cahil ve hor görülen bir adam ile karşı karşıyayız. Hasta olmasına rağmen tedavi yerine sırf ailesinin gönlü olsun diye tatile gitmeyi tercih eden, böylesine fedakar bir adama yapılan ruhsal eziyet karşısında şok uğramamak mümkün değil.
Gittikleri yerde karşılaştığı olaylar sonucunda adam artık her şeyin farkına varır. Bir gün yapayalnız öleceğini ve yanında kimsenin olmayacağını farkeder. Daha da acısı kendisi için tek bir gün bile yaşamadığını farkeder. Hep başkaları için yaşamış ve tüketmiştir ömrünü ve bu onu bitirir. İçinde bir şeylerin öldüğünü anlar, yüreğinin öldüğünü..
Yaşlı adam gözlerini kapatmış, gergin bir şekilde, hafif hafif içini kemiren, yiyip bitiren şeyi dinliyordu: Sanki bu yabancı, tanınmaz güç önce sivri, şimdi ise küt bir aletle içinde bir şey oyuyordu, gevşetiyor, bırakıyordu, parça parça bedenini didikliyordu.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
Yorum için teşekkürler..