5 Mayıs 2014 Pazartesi

Colleen Hoover - Umutsuz | Hopeless #1 || Kitap Yorumu



Orijinal Adı: Hopeless
Türkçe Adı: Umutsuz
Seri: Hopeless #1
Yazar: Colleen Hoover
Çevirmen: Kübra Tekneci
Sayfa Sayısı: 429
Basım Yılı: 2013
Dili: Türkçe
Yayınevi: Epsilon Yayıncılık
Tür: Genç -Yetişkin, Dram
Satın Almak İçin: D&R | Kitap Sihirbazı



Lise son sınıf öğrencisi olan Sky çapkınlığı kendi şanıyla yarışan Dean Holder'la tanışır. İlk karşılaştıkları andan itibaren Holder onu hem korkutur hem de cezbeder. Ona dair bir şeyler, Sky'ın derinlere gömmek için çok uğraştığı sıkıntılı geçmişine ait anılarını ateşler. Sky ondan uzak durmaya kararlı olsa da Holder'ın kararlı tutumu ve esrarengiz gülümsemesi savunmasını yerle bir edip aralarındaki bağın güçlenmesini sağlar. Ama gizemli Holder'ın sakladığı sırlar vardır, bu sırlar ortaya çıkar çıkmaz Sky sonsuza kadar değişir ve güven duygusu gerçekler karşısında yenilgiye uğrar.
Sky ve Holder ancak çıplak gerçeklerle cesurca yüzleşerek yaralarını iyileştirebilecek ve sınır tanımadan yaşayıp birbirlerini sevebileceklerdir.
Umutsuz nefesinizi kesecek, merakınızı uyandıracak size ilk aşkınızı hatırlatacak bir roman.


Kitabı yarıladığım da beni içine öyle bir çekmişti ki bitmesin istiyordum. Sanki sonsuza kadar okuyabilirim gibi hissettim. Öyle güzeldi ki sanki okumuyordum da anlatılanları bir köşeden izliyormuş gibi hissettim. Keşke! Keşke daha önce okusaydım, keşke bu kadar geç kalmasaydım diyorum şimdi. Neyse geç olsun, güç olmasın. Bildiğim tek şey varsa uzun süre etkisinden çıkamayacağım bir kitap olduğu ve kısa süre içinde ikinci kitabı edinip okuyacağım. Öyle bir kitap ile karşı karşıyayız ki sizi hem güldüren, hem hüzünlendiren, hem düşündüren. Bir çok duyguyu size sunan ve yaşatan.


- SPOİLER İÇEREBİLİR-
Kitabın konusuna gelirsek; ki aslında hiç anlatmak istemiyorum. Kimse bilmesin okumasın benim olsun o kitap istiyorum. Ama yapacak bir şey yok zaten benden başka herkes okumuş nerdeyse. ^^
Umutsuz, klasik bir aşk hikayesi gibi başlayan ama yüreğinizi darmadağın eden bir aile dramının tam ortasında bırakan bir kitap.

Holder.. Sanırım Holder bugüne kadar aşık olduğum tüm kitap karakterlerini geride bırakıp tahta oturdu adeta gönlümün efendisi oldu diyebilirim. Böyle anlayışlı, sevimli, fedakar ve tüm bunlara ek olarak böyle yakışıklı bir adam olur mu? Ancak gördüğümüz gibi kitaplarda.
Neyse tüm bunların dışında Holder tam anlamıyla kötü çocuk diyebileceğimiz biri değil hatta hiç değil biri onun damarına basmadığı sürece gayet sakin ve uyumlu. Lakin biri onun damarına bastığında ortaya bambaşka bir adam çıkıveriyor. Ama kesinlikle yadırgayamıyorsunuz bu adamı aksine hak veriyorsunuz. Dean Holder tam bir tutku adamı. Sevdiği kadını camdan bir bebek gibi seven, koruyan kollayan bir adam. Okurken onun seviş tarzına hayran kalmamak mümkün değil gerçekten.
Ve Sky.. O bambaşka bir kız. Annesi onu teknolojiden, şekerden, ıvır zıvırdan hatta devlet okulundan kısacası dış dünyadan tamamen soyutlayarak büyütmüş. Sky buna anlam veremese de hiç sorgulamamış. Kitabın yarısına kadar diyebileceğim bir kısımda Sky ve onun normal hayatını ele alıyoruz. Aslında bir yerde Sky'ı tanıyoruz. Holder ile yolları kesiştiğinde bir çok şey değişiyor. Sky hiçbir erkeğe bir şey hissedememiş bir kızken Dean'i görür görmez içinde kelebekler uçuşuyor.
Ve asıl hikaye bundan sonra başlıyor.  Sky ve onun o sıradan hayatı tepetakla geliyor.  Hemde inanılmaz bir şekilde. Sky'ın yaşadıklarını yaşasam ne yapardım tek bir an bile düşünemiyorum. O kadar zor ki. O satırları okurken gözyaşlarıma halim olamadım.
Yazarın dili inanılmaz sade ve akıcı ancak ele aldığı konu kolay hazmedilebilir bir konu değil. O yüzden okurken (özellikle de duygusal bir insansanız) yanınızdan peçete eksik etmeyin.
"Sky & Holder"
Onların gökyüzü kadar derin olan aşk hikayesi içinizi sımsıcak yapacak, acıları içinizi parçalayacak.

Hayatımda ilk kez birinden hoşlanmış olabileceğimi hissederken ondan kaçıyordum.

Bakışlarımı onunkilere çevirdim, sonra tekrar tavana baktım. “Demek istediğim, ben bu tür şeyler yaşamıyorum. Bunların hiçbirini istemiyorum. Erkeklerle öpü­şürken hiçbir şey hissetmiyorum. Uyuşukluk dışında. O yüzden bazen Grayson’ın bana o tür şeyler yapmasına izin veriyorum, hoşuma gittiği için değil, hiçbir şey hissetme­mekten hoşlandığım için.” Karşılık vermeyince sessizliği beni rahatsız etti, içinden deli olduğumu düşünüp düşün­mediğini merak ediyordum. “Mantıklı gelmediğinin far­kındayım ve hayır, lezbiyen değilim. Senden önce kimse­den hoşlanmadım ve nedenini bilmiyorum.”
Bunu söyler söylemez, gözlerimi sımsıkı kapatıp kolu­mu yüzümün üstüne koyarken kafasını bana doğru çevirdi. Bunu, ondan hoşlandığımı itiraf ettiğime inanamıyordum. Şu an ölebilirdim ve bu bile yeterli olmazdı.
Yatağın hareket ettiğini hissettim, bileğimden tutup kolumu gözlerimden çekti. İstemeye istemeye gözlerimi açtığımda, dirseğinin üzerinde doğrulmuş, bana gülüm­süyordu. “Benden hoşlanıyor musun?”



“Sky?” dedi kısık bir sesle. “Sana işkence etmeyeceğim, ama buraya gelmeden önce kararımı vermiştim.
Bu gece seni öpmeyeceğim.”
“Neden?”
“Çünkü,” diye fısıldadı. “Hissetmemen­den korkuyorum.”

Sana tam olarak ne hissettiğimi söylemeyi istiyorum, ama lanet olası sözlükte hoşlanmak ve sevmek arasındaki noktayı tarif edeilecek bir kelime yok, ve o kelimeye ihtiyacım var. İhtiyacım var, çünkü söylediğimi duymanı istiyorum.”

"Tüm ilklerin canı cehenneme, Sky. Benim için önemli olan tek şey seninle sonsuza kadar sürecek şeyler."

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Yorum için teşekkürler..

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...