IMDb Puanı: 8.1
Vizyon Tarihi: 22 Şubat 2013
Yapım: Türkiye
Yönetmen: Yılmaz Erdoğan
Oyuncular: Yılmaz Erdoğan, Belçim Bilgin, Mert Fırat, Kıvanç Tatlıtuğ, Farah Zeynep Abdullah
Zonguldak'ta yaşayan, iki genç şair Rüştü Onur ve Muzaffer Tayyip Uslu, yeni yeni modernleşen bu madenci kentinde memuriyet hayatlarını sürdürürken, bir yandan da sanatla, edebiyatla ve en çok da şiirle iç içe yaşamaktadırlar. Ayakları üzerine yeni kalkan genç Cumhuriyet, bir yandan modernleşme çabasındayken, aynı yıllarda Avrupa'da da çetin bir savaş yaşanmaktadır. Belediye Başkanı'nın kızı Suzan'ın Zonguldak'a geri gelmesiyle Rüştü ve Muzaffer'in şiire olan inancı daha da artar. Henüz lise öğrencisi olan Suzan, çevrenin istememesine rağmen iki gençle yakın arkadaş olur. Fakat 1940'lı yılların vebası olan verem, iki genç insanın da sağlığını git gide tehdit etmektedir. Rüştü ve Muzaffer'in hem kendi gelecekleri, hem de dünyanın gidişatı hayra alamet değildir...
İçinizden "Oha film çıkalı 1 seneden fazla oldu yeni mi izledin?!" dediğinizi duyar gibiyim. Bende en az sizin kadar kendimi kınıyorum maalesef.
Zira Kelebeğin Rüyası bu zamana kadar izlediğim en iyi Türk filmlerinden biriydi.
Benim gibi hala izlememiş olanınız varsa vakit kaybetmeden izlemesini önerebilirim hemde şiddetle!
Şöyle söyleyebilirim ki Kelebeğin Rüyası bir dönem filmi ama sadece dönem filmi değil. Her ne kadar 1941 yıllarının zor koşullarına perde tutsa da aynı zamanda bu filme kadar unutulmuş belkide 'çok az' insan tarafından hatırlanan 2 şairin yaşadığı duygu durumu ve verem ile mücadelesini de konu ediniyor.
Rüştü Onur (Mert Fırat) ile Muzaffer Tayyip Uslu (Kıvanç Tatlıtuğ) dönemin belediye başkanın kızı Suzan'ın şehre gelmesi ile bir iddaya tutuşuyorlar, ikisi de bir şiir yazacak kız hangisini beğenir ise o kazanacak. Zaman içerisinde üçü arkadaş olup birlikte vakip geçirmeye başlayıp Rüştü Onur'un yazdığı bir tiyatro oyununun provalarını yapıyorlar. Ancak Suzan'ın babası onun veremli iki 'serseri' ile görüşmesini istememektedir ve bunu açıkca dile getirir. Sonra Rüştü Onur verem tedavisi için Heybeli Ada'daki senatoryuma gelir. Burada tedavi gördüğü süreç içerisinde Mediha ile tanışır ve ona aşık olur. Mediha hastaneden taburcu edilirken Rüştü ve Muzaffer de hastaneden kaçarlar. Rüştü'nün amacı Mediha ile evlenmek Muzaffer'in ki ise Suzan'ı bulmak. İki arkadaşın bir kız için aralarının açılacağını sansam da olaylar çok farklı gelişti ve durumun tahmin edilebilir olmayışı da filmi daha çok sevmeme sebep oldu.
Konusunu dallandırıp budaklandırıp spoiler vermek istemiyorum. Ama şiiri, edebiyatı, dramı seviyorsanız izlediğinizde çok seveceğiniz bir film Kelebeğin Rüyası.
O kadar güzel replikler vardı ki filmde onları da paylaşmadan edemeyeceğim.
Aşk bahanesidir şiirin.
Bir güzele güzelliğini hatırlatmak isterdim.
Aynalardan evvel.
Sen kötü şeyleri çok güzel söylüyorsun.
Sen çok güzelsin, sebepsiz de gülebilirsin.
Sen haklısın.
Unutmak değil belki ama hatırlamamak mümkün.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
Yorum için teşekkürler..